Bireysel Terapiler

Bireysel Terapiler

Birey olabilmiş her kişi, yaşantısında deneyimlediği olaylar ve durumlar karşısında, kendine özgü bir düşünce sistemi oluşturur. Bu düşünce sistemini, davranış sistemi de destekler. Birey, kendine ait düşünce ve davranış sistemini benimseyerek kendine ait bir alan yaratır. Bu alanın dışında ise, toplum hayatı, iş hayatı, evlilik hayatı, kayıplar, yaslar gibi faktörler bulunur.

Kendi düşünce ve duygu sisteminin dizginlerini ele alsa da birey, dizginlerin dışında kalan bazı alanlarda çeşitli zorluklarla karşılaşabilir. Kimi zaman depresyondan çıkış yolu bulamaz, kimi zaman kontrol edilemeyen bir öfkeyle karşı karşıya kalır, kimi zaman aniden beliren panik atakla yüzleşir. Bazen farkına varamadan takıntılarıyla karşılaşır, bazen stresli hissettiği noktaların tam da içinde bulur kendini.

İşte tam da bu noktada, içinden çıkılamayacağı düşündüğü, karmaşık gelen bir durumun çözülemeyeceği inancına kapıldığında insan, kendi düşünce ve davranış sistemini uygulayamadığını hissedebilir. Bireysel psikoterapi desteği, bireyin kendi iç dünyasına, duygu ve düşünce sistemine tekrar ulaşabilmesi için bir virgül koyup, bireyin nefes almasını sağlar.

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler

Depresyon

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler

Depresyonun en büyük yükü göz göre göre yitirmektir. İlişkileri, dostlukları, parayı, başarıyı, uykuyu, başkaları tarafından anlaşılmayı ve belki de en önemlisi içten gülümsemeyi. Yitirilenlere içimiz yanar ama çoğu zaman bir şey yapmayız çünkü bir yandan isteksizlik, öte yandan çaresizlik hissi birer kolumuzdan tutar gibidir. Depresyon sadece aşağı inmemize izin veren bir merdiven gibi gelir.

İşte biz o merdivenlerin en aşağısında bekliyoruz. Basamakları üçer beşer inseniz de yuvarlanıp düşseniz de biz yukarı çıkarken yanınızda olabilmek için en dipte bekliyoruz. Unutmamalı ki her inişin bir çıkışı olduğu gibi, her depresyonun da bir bitişi vardır. Ne kadar yorucu olursa olsun, yukarı çıkan basamakları birlikte inşa etmenize ve yıkılan duvarları onarmanıza yardımcı oluyoruz.

Öfke Kontrolü

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-ofke-kontrolu

Öfkeyle kalkan zararla oturur artık klişeleşmiş bir atasözü de olsa. Bu atasözü çoğu zaman yanlış anlaşılır. Bize zarar veren şey aslında öfkenin kendisi değildir. Öfke diğer tüm duygularımız gibi kabul etmemiz ve hatta kucaklamamız gereken bir duygudur sadece. Bu atasözünde bize ve etrafımıza zarar veren şey olarak anlatılan “kalkmaktır”. Öfke duymak ne kadar kaçınılmaz ise öfkelendiğimizde ne yapacağımız da o kadar kontrol edilebilirdir.

Öfke kontrolü öfkeyi baskılamak ya da öfkesiz bir ütopyada yaşamaya çalışmak değildir. Öfke kontrolünde en önemli nokta, öfkenin nasıl yönlendirildiğidir. Öfkesini yerinde ve doğru kullanabilen kişi, geriye dönüp baktığında keşke diyeceği bir durumla karşı karşıya kalmaktan çok uzak olmanın yanı sıra bu öfkesini olumlu sonuçlar elde etmek için bir motivasyon aracı olarak da kullanabilir. Öfkemizi tanımak, onunla barışmak ve onu kontrol edeceğimiz bir araç haline getirmek için buradayız.

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-ofke-kontrolu
virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-panik-atak

Panik Atak

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-panik-atak

Panik atak bir anda sebepsiz ve ani şekilde kendini bir gladyatör arenasının ortasında bulmak gibidir. Mızrak ve kılıçlar gitgide yaklaşırken çıplak bir şekilde hayatta kalmaya çalışan bir kurban gibi hisseder insan. Savunmasızlık hissi boğazına sarılan ve az sonra canını alacak bir el gibiyken birden aynı sebepsizlik ve anilikle arenadan çıkmak ise daha da tuhaftır.

Bu arenaya sadece kendinin atıldığını düşünen insan ne zaman gireceğini bilmediği bu arena için hazır olmaya çalışır. Arenadan her sağ çıkışımızda orayı biraz daha tanımak, bir sonraki gidişte de çıkabileceğini düşünmek rahatlatır. Fakat yapılması gereken arenayı idare etmek değil, yıkmaktır.

Biz bu anlamsız savaşa dur demek için buradayız. Sebepsizce savaşın ortasında kalmayı reddediyoruz. İnsanı arenaya sürükleyen nedenleri ortaya çıkarıp, bir daha bu arenaya itilmemeleri için mücadele veriyoruz. Eğer siz de bir yere varmayan bu savaştan yorulduysanız, biz bu zalim arenayı birlikte yıkmaya hazırız.

Takıntılar (Obsesyon)

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-takintilar

İster çizgilere basmadan yürüyemeyelim ister ne kadar yıkanırsak yıkanalım temiz hissedemeyelim tüm takıntılarımız aslında sadece zihnimizdedir. Zihni rahatsız edip eyleme döküldüğü an ise artık onu yapmadan rahat hissedemeyiz. Takıntılarımız hayatımızı olumsuz etkilemelerinin yanı sıra sosyal ilişkilerimizi de strese sokar. Çünkü bizim zihnimize özel olan takıntımıza etrafımızdakiler empati göstermekte zorlanır.

Biz empati yeteneğimize güveniyoruz. Yaşam doyumunuzu aşağı çeken, işlevselliğinizi bozan, ikili ilişkinize zarar veren bu durumu görebiliyoruz. Obsesyonlardan kurtulmak için hangi elinizi kaç kere sıkmak gerekirse, hepsi için temiz ve düzenli şekilde bekliyoruz. Bu kapıya kaç merdiven çıkıp, hangi ayağınızla girerseniz girin, bizler bu kapıdan obsesyonlarınızla barışık bir şekilde inebilmeniz için çözümler üretiyoruz.

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-takintilar
virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-stres

Stres

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-stres

Doğarken bile stresle başlıyoruz hayata. Anne için ayrı stres, baba için ayrı, bebek için bile epey ayrı stresle başlıyoruz. Doğduktan sonra da stres yükü pek azalıyor sayılmaz. Maması var, uykusuzluk durumu var, kardeş varsa onun stresi var. Bundan sonra da okul stresi, iş stresi gibi hayat boyunca stres devam ediyor. Daha geriye, en geriye gidecek olursak; avcı-toplayıcı yaşam süren ilkel kabileleri görürüz. Sanmıyoruz ki, bir av öncesi ilk insanımız stressiz bir av sezonu geçirsin.

Hayat varsa stres de vardır. Hatta bazen stres hissetmiyor olmak bizde bilinmezlik hissi ile kendi stresini yaratır. Madem stres kaçınılmaz o zaman yaşamın her alanında geçerli olan tek kurala bakmak gerekir: Azı karar, çoğu zarar. Stres makul ölçülerde olduğunda yaratıcılığı artıran, motivasyonu körükleyen ve hayatımıza anlam katabilen bir olgu. Fakat zor anlarda yaşadığımızda tarif edilemez boyutlara ulaşabilen stresi hayatımızın her alanında deneyimlemeye başladığımızda nefes alamaz hale geliyoruz.

Size bu stresle nasıl baş edilmesi gerektiğini, stresinizi nasıl yönetmeniz gerektiğini elimizden geldiğince anlatma gayretindeyiz. Yaşamımızın önemli bir bölümünü kaplayan stresin, hayatımızı ele geçirmemesi için gereken önlemleri şimdiden almak için yanınızdayız.

Sosyal Fobi

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-sosyal-fobi

Sosyal fobinin tersi ne derseniz hazır cevap olmak deriz. Çünkü “Eğer kocam olsaydınız kahvenize zehir koyardım.” şeklindeki bir eleştiriye “Eğer eşim olsaydınız, o kahveyi tereddüt etmeden içerdim.” cevabını verebilmek yüksek bir özgüven, gevşek bir oto sansür ve diğerlerinin ne düşündüğüne karşı derin bir kayıtsızlık gerektirir. Sosyal fobi ise bizi tam tersi davranmaya iter her hareketimizi defalarca düşünür, çoğundan vazgeçer, bazılarını düşünürken bile kabus görüyor gibi hissederiz. Ağzımızdan her çıkacak kelimeyi defalarca tartar biçer, çoğunlukla sansürleriz.

Sosyal fobide nasıl algılandığımızı düşündüğümüz ile nasıl algılandığımız arasında gerçek dışı bir fark vardır. Henüz yaşanmamış ve büyük ihtimalle hiç yaşanmayacak durumların utancı ya da yaşanmamış yargılamalarla baş edememe korkusu ile yapabileceğimiz eylemlerden kaçınırız.

Biz, sosyal fobiyle başa nasıl çıkılacağını düşünüp, aklınızdan geçen düşünceleri samimi şekilde ortaya çıkarabilmeniz için buradayız. Girilemeyen, konuşulamayan, tanışılamayan her durum için olanak sağlayabilmek, keşkelere mahal vermemek, farklı bir olasılığı göstermek için buradayız.

virgul-psikoloji-kliniğimiz-bireysel-terapiler-sosyal-fobi

Daha kaliteli bir yaşam için

ilk adımı bugün atın

Daha kaliteli bir yaşam için

ilk adımı bugün atın